EVLİLİĞİN KÖTÜYE GİTMESİNİN NEDENLERİ

 EVLİLİĞİN KÖTÜYE GİTMESİNİN NEDENLERİ

Evlilik her genç kızın kurduğu en güzel hayaldir. Herkesin birbirinden farklı hayalleri ve istekleri var ama maalesef günümüz şartları altında çok fazla boşanma talepleri ve geçimsizlik yer alıyor.

Evlilik maalesef biz kadınların kurduğu hayal gibi değil. Belki de en güzel günlerimiz düğün gününden sonra yerini mutsuz ve sıkıntılı zamanlara bırakıyor.

Herkes rahat, sorunsuz, sıkıntısız bir yaşam ister ama ne yazık ki hepimizin türlü türlü dertleri, sıkıntı ve problemleri oluyor. Bazen kişisel bazen aile bazen de iş hayatı olarak karşımıza bir çok problem çıkıyor. Peki, evliliğin bitmesine sebep olan sorunlar nasıl kaynaklanıyor.

Belki kendi isteğinizle belki de görücü usulü olarak iki farklı hayatı bir hayat yapan ve bu hayatta her koşulda birlikteliği sağlayan birime evlilik adını veriyoruz.

Evliliği yıkmayacak birkaç temel unsur var. Sizlere, yapılan yada yanlış yapılan hata ve eksikleri tamamlamak için, mutlu bir evlilik için neler yapabileceğimize bir bakalım.

Öncelikle her günü sorunsuz, mutlu, kavgasız bir evlilik şeklini kafanızdan atın. Tabi ki anlaşamadığınız ufak tefek problemleriniz olacaktır. Ama bu noktada önemli olan kavga sırasında dahi saygıyı elden bırakmamalısınız. Her iki taraf için geçerli olan bu yöntemde saygı çok önemli. Tabi ki anlaşamadığınız durumlar, davranışlar olacaktır, her zaman toz pembe bir hayat yaşayacak değilsiniz. İlk olarak bunu benimseyip hayatınızı birleştirdiğiniz kişinin ne demek istediğini anlamaya çalışın ve eşinize hakaretler, küfürler etmeden düşüncesinin size göre yanlış yada eksik olduğunu kibar bir dille anlatın.

Öfkenize sahip çıkın ve orantısız güçten sakının. Erkeklerin gözü dönmesi, kendini ifade edememesi, eşini anlayamaması ya da yanlış anlaması sonucu öfkesine hakim olamayıp eşine şiddet uygulaması tabi ki de herkes tarafından yanlış kabul edilmiş bir toplum kuralıdır. Güç, güçsüz insanların ortaya çıkardığı bir yanlış davranış biçimidir.

 

 

Ve güç kullanan insanları bir süre gözlemlediğinizde aslında hayatında hiçbir işe yaramayan, tabir-i caizse ot gelmiş ot giden insanlar olduğunu göreceksiniz. Bu tip insanlar üniversite bitirse dahi kendilerini geliştirememiş cahil diye nitelendirdiğimiz insan tiplemeleridir. Dilin görevi konuşmak ve konuşarak anlaşmaktır. Güç ise ağır olan şeylere müdahale etme kavramıdır. Özellikle dil ve kas organını doğru yerlerde kullanmak önemlidir.

Bir evlilikte tartışma ve kavga sırasında dahi saygının önemi büyüktür. Kadın ve erkek birbirinin düşünce, istek ve davranışlarına ne kadar saygı duyarsa bu sevginin oluşmasına büyük katkı sağlayacaktır.

Evliliğin en temel özelliklerinden biri de sabırdır. Herkesin kusuru, hatası, eksiği olduğunu asla unutmayın. Ve siz eşininiz hatasını, kusurunu yüzüne vurmak, onu aşağılamak ya da onunla dalga geçmek amaçlı kullanırsanız hem eşinizi incitmiş hem de eşinizin evliliğinize olan güvenini yok etmeye başlamış olursunuz.  Birbirinizin hatasını, eksiğini, yanlışını yüze vurarak, ya da içinizde tutup bir kavga, tartışma anında dile getirerek hiçbir sonuç elde edemezsiniz. Bir sorun varsa ertelemeden eşinizi kırmadan, anlayacağı şekilde dile getirirseniz o konunun çabuk çözüme kavuşmasına katkı sağlamış olursunuz.

Hiç kimse maddi yönden sıkıntı yaşamak istemez. Ama imkanınız yoksa eşinize destek olun. İyi günde kötü, günde hep seninleyim diyerek söz vermiştiniz unuttunuz mu?

Aranızda ne gibi tartışmalar geçerse geçsin asla odalarınızı ayırmayın. Barışın demiyorum, aynı yatakta yatmaya devam edin diyorum. O o da sizin olduğu kadar eşinize de ait ve bu hakkı onun elinden alamazsınız ya da siz kendi hakkınızdan vazgeçemezsiniz. Yatak odası her zaman eşlerin birbirleriyle sorunlarına çözüm bulduğu ya da barıştığı bir mekandır. Bu oda da sinirler yatışır, kalpler devreye girer.

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yorum Yap